Tasarımın ne
olduğunu, yeteneklerimizi gün yüzüne nasıl çıkaracağımıza önceki
makalelerimizde değinmiştik. Şimdi ise tasarım yapısını ve tasarımın gelişim
sürecini inceleyeceğiz.
Bir tasarım,
kendi içerisinde bir yapıya ve bu yapı arkasında bir planlamaya sahiptir. Bütün
sanatların temelinde aslında bir tasarım olgusu vardır. Tasarlamak eylemi, yani
oluşturulacak bir yapının organizasyonu il ilgili her türlü faaliyetleri içine
alır. Uygulamalı tasarım dallarını kendi içerisinde iki gruba ayırabiliriz.
- Endüstri Tasarımı
- Grafik Tasarımı
Endüstriyel Tasarım: Bir eşyanın süs veya estetik olarak
görüntüsüdür. Tasarım, bir yüzey veya şekilde olduğu gibi üç boyutlu
özellikleri veya desen, çizgiler ve renklerde iki boyutlu özellikleri de
içerebilir. Bu tasarımlar; teknik ve tıbbi aletlerden saatler, mücevherat ve
diğer lüks eşyalara ev aletlerinden elektrikli aletler ve mimari yapılara kadar
ve tekstilden uygun olabilen diğer eşyalara kadar her türlü el yapımı ürünlere
kadar uygulanabilir.
Şimdi ise
asıl konumuz olan Grafik Tasarım kavramına değinelim…
Hayal
ettiğimiz bir ürünü bilgisayar ortamında çeşitli programlardan faydalanarak
geliştirdiğimiz, çizdiğimiz, meydana getirdiğimiz her bir tasarım görüntüsü,
grafik tasarım kavramı içerisinde yer almaktadır. Çünkü grafik tasarım, ancak
teknoloji ortamında geliştirilebilen bir üründür. Afiş, kitap bilgi ve uyarı
işaretleri, broşürler, ilanlar gibi ürünlerin hepsi grafik tasarım kavramının
içerisinde yer alır. Aklımızdaki bir olayın ya da bir çalışmayı bilgisayar
ortamına dökmeden önce bu çalışmayı kafamızda canlandırıp bir süreç olarak bu
çalışmayı değerlendirmeliyiz. Bu süreç nelerdir şimdi onlara değineceğiz.
- Sorunun Tanımı
- Bilgi ve Kaynak Toplama
- Üretkenlik ve Buluş Süreci
- Çözüm Üretme
- Uygulama
Problemin Tanımlanması: Bir tasarım probleminin çözümündeki
ilk aşama problemi tanımlamaktır. Verilen konunun ne olduğunu, tam olarak ne
anlama geldiğini bilmek ve o konuyu benimseyebilmektir. Bir problemi
tanımlarken, sınırları zorlamak ve alışılmış düşünce sistemlerine takılıp
kalmamak gerekir. Aksi takdirde hem zaman kaybedersiniz hem de geliştirmiş
olduğunuz tasarım ürününüz çözüm yoluna gitmez.
Bilgi
Toplama: Yapılacak tasarımda bir hareket noktası bulabilmenin tek yoludur
aslında. Bilgi ve kaynak toplamak; problem hakkında mümkün oldukça çok bilgi ve
kaynak toplayabildiğiniz takdirde çözüm yoluna gidip, kaliteli bir şekilde
ürünü geliştirmeniz oldukça zevkli ve kolay olur. Aksi takdirde yaptığınız
tasarım size eziyet haline gelir ve mesleğinizden soğuyabilirsiniz.
Üretkenlik ve Buluş: Tasarlayacak grafiker ya da
tasarımcı birey, konu ile ilgili araştırmalar yapıp gerekli bilgi ve verileri toplamışsa
ve bunları değerlendirebiliyorsa, üretkenliğe ulaşabilir ve hayal gücünü
geliştirebilir. Üretkenlik, tasarımın en önemli bölümü sayılabilir. Hayal
gücünüz ile ortaya bir şeyler koyamazsanız, alacağınız yol pek de ileri gitmez.
O yüzden yukarıda da değindiğimiz gibi eğer gerçekten iyi bir tasarımcı olmak
istiyorsanız hayal gücünüzü geliştirmelisiniz.
Üretkenlikte
iki aşama olduğu söylenebilir. Tasarımcı, kağıda ilk eskizlerini karaladığı dışavurum
evresi, üretkenlik aşamasındadır. Eskiz biraz daha ayrıntılı bir hale
getirildiğinde ise somut üretkenlik aşamasına geçilmiş olur.
Çözüm Bulma: Üretkenlik ve tespit buluş süreci,
problemin ve sorunun ortaya konması ve olasılıkların araştırılmasına yönelik
çalışmaları içerir. Çözüm bulma ise bu olasılıklar hakkında bir karara
varılarak, araştırmanın sona erdirilmesidir. Çözüm olarak seçilen olasılıklar,
daha sonra ayrıntılı taslaklar halinde hazırlanır ve tasarım geliştirilirken
kullanılır.
Uygulama: Tüm aşamalardan geçmiş olan
tasarımın hazır hale getirilmesi işlemine uygulama denir. Aşamalarımızı
bitirdikten sonra artık uygulamaya geçebiliriz.
Yukarıda
gördüğünüz şemada bir tasarıma başlamadan önce nelerin gerekli olduğunu ve bir
tasarım ürününün tasarım aşamalarını belirttik. Bu tasarımımızı bazı
bileşenlerin sonucunda meydana getiriyoruz. Bu bileşenleri tek tek inceleyelim ve bizler için önemine
değinelim.
Çizgi: Düz ya da kıvrımlı, sürekli ya da
kesik, grenli ya da keskin özelliklere sahip olabilir. Çizgiler, karakterine ya
da konumuna bağlı olarak bazı mesajlar iletebilir. Düşey çizgi aydınlık, yatay
çizgi durgunluk, kıvrımlı çizgi zafer, diyalog çizgi, canlılık anlamına gelir.
Ton-Renk: Tasarımı inceleyen bireyde birçok
duygular uyandırabilir. Bilimsel olarak sıcak renkler uyarıcı, soğuk renkler
ise dinlendirici etkiye sahiptir. Bir tasarımda renk seçimi aslında her şeydir.
Eğer güzel ve zevkli bir insan iseniz; ton ve renk seçiminde pek de
zorlanacağınızı zannetmiyorum.
Doku: Bir yüzey üzerinde tekrarlara dayalı
biçimsel bir düzen bulunuyorsa, orada bir dokunun varlığından söz edebiliriz.
Biçim: Birçok çizginin bir arada bulunuşu,
tek bir çizgi içerisindeki dönüş ve kıvrımları ile değişik tonların oluşturduğu
yüzeyler, bir tasarımda biçimi oluşturan unsurlardır.
Ölçü: Tasarım, daima değişik ve belirli
ölçülere sahip görsel unsurların bir araya gelmesiyle oluşur.
Yön: Bir tasarım üzerindeki çizgiler ve
noktalar değişik noktalara yönelerek bir hareket oluştururlar. Tasarımcı,
vereceği etki doğrultusunda bu hareketi yönlendirmekle yükümlüdür.
- Denge
- Orantı ve görsel hiyerarşi
- Görsel devamlılık
- Bütünlük
- Vurgulama
Tasarım
çalışmalarında bu beş temel ilke göz önünde tutulmalıdır. Tasarım hazırlanırken
denge, orantı ve görsel devamlılık; bir bütünlük içerisinde iyi bir
vurgulamayla verilmelidir. Tasarım ürününüzde neye vurgu yaptığınız; müşteri ve
karşı taraf açısından çok önemli bir unsurdur. Çünkü yaptığınız tasarımda ön planda
olacak ve insanların gözüne ilk çarpacak olan, neye vurgu yaptığınızdır.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder